İngilizcecümlenin öğeleri nasıl bulunur adım adım öğeleri bulalım. “You do.” (yaparsın) cümlesinin öğelerini bulalım. Öncelikli olarak yüklemi bulmalıyız. Sonra özneyi bulmalıyız. Çünkü yüklem ve özne, temel cümle öğeleridir. Bu yüzden dolayı İngilizce bir cümlenin öğelerini bulurken her zaman önce Cümleler birbirinden virgül ile ayrılarak sıralanırlar. Örnek: O gidiyor, kız da onun peşinden koşuyor. Bağlı Cümle; Bağlı cümlelerde de sıralı cümlelerde olduğu gibi birden fazla yüklem ve birden fazla cümle bulunmaktadır. Bağlı cümleler bağlaçlarla birbirine bağlanmış cümleler olarak bilinir. Ögelerineayrılmış cümle örnekleri yazınız. Ögelerine Ayrılmış Cümleler Annem bugün evde yok. yok: yüklem annem: özne bugün: zarf tamlayıcısı evde: yer tamlayıcısı Bu hafta sonu halı saha maçı yaptık. yaptık: yüklem biz: gizli özne bu hafta sonu: zarf tamlayıcısı halı saha maçı: belirtisiz nesne Fiillerde Anlam-Hareket: Fiilin temel anlamı harekettir. Hareketin anlam yönünden üç yönü vardır. İş ve Kılış Fiilleri. Bir nesneyi olumlu olumsuz etkileyen, insanlar tarafından genellikle bilinçli olarak gerçekleştirilen fiillerdir. Öznenin iradesiyle, bir nesne üzerinde gerçekleşen, öznenin nesneyi etkilediğini ve o Yayayraç ile ilgili cümleler Vikipedi:Türkçe yazım kuralları - VikipediConfiguração personalizada disponível Compre um iPhone 11 novo da Apple com entrega e devolução grátis. Yay ayraç ile ilgili cümleler Vikipedi:Türkçe yazım kuralları - VikipediOn YouTube you can find the best Videos and Music. Vay Nhanh Fast Money. Cümlenin ögelerinden özne, yüklem, nesne, yer tamlayıcısı ve zarf tümleci; bir cümlenin meydana gelmesinde aynı düzeyde etkili değildir. Bir cümlede zarf tümleci veya yer tamlayıcısı kullanılmayabilir. Özne gizlenmiş veya nesne verilmemiş olabilir. Fakat Türkçede bir cümlenin mutlaka yüklemi olmak zorundadır. Bu nedenle cümledeki ögeler içinde en önemlisi yüklemdir. Eksiltili cümleler dışında Türkçede yüklemsiz cümle yoktur. Çünkü yüklem, çekimli bir fiil veya ek fiil almış bir isim olarak cümlede yargıyı üzerinde toplayan ögedir. Bu nedenle yüklem, cümlenin diğer tüm ögelerini arkasından çeken bir lokomotif gibidir. Türkçede yüklem cümlenin vurgusunu belirleyen, işi yapan şahsı ve eylemin gerçekleşme zamanını gösteren bir ögedir. Ayrıca cümledeki diğer tüm ögeleri bulduran sorular yükleme sorulmaktadır. Ayrıca cümlenin yapı ve anlam özelliklerini belirlerken de yine yükleme bakılır. Bir cümlenin kurallı veya devrik olması, yüklemin yerine bağlıdır. Hatta bir cümlenin çatı özelliğini belirlerken, mutlaka çekimli fiil olan yüklem ögesinin nesne ve özne ile olan ilişkisine bakılır. Yani yüklem, bir cümlenin temel taşıdır ve diğer ögeleri mantıklı bir bütünlük içerisinde bir araya toplayan lider ögedir. Yüklemler sayesinde kelimeler yargı ifade eder. Ayrıca Türkçenin söz dizimi her zaman “Özne + Tümleç + Yüklem” şeklindedir. Yani dilimizin söz dizimi bile yüklem üzerinden şekillenmiştir. Yüklem, başka hiçbir ögeye ihtiyaç duymaksızın tek başına cümle niteliği taşır. Yüklem dışındaki ögeler ise istedikleri kadar arka arkaya sıralansınlar, bir yüklemleri olmadan cümle niteliği kazanamazlar. Örneğin “Gördüm.” yüklemi bir cümle niteliği taşır. Bu kelime tek başına bir cümledir. Bu cümleyi “Uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımı geçen gün çarşıda gördüm.” şeklinde yazarsak, ondan önce gelen ögelerin tamamı nesne, zarf tümleci, yer tamlayıcısı yüklemin anlamını daha iyi ifade edebilmek için yardımcı öge olarak kullanılmışlardır. Eğer yazdığımız ikinci cümlede yüklem olmasaydı, “Uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımı geçen gün çarşıda” ifadesi hiçbir yargı ifade etmediği için cümle niteliği taşımayacaktı. Gördüğümüz üzere yüklem, cümle için en temel ögedir. Cümlede yüklemden sonra en önemli öge öznedir. Bir işin kim tarafından yapıldığını gösteren özne, cümlenin temel iki ögesinden biridir. Türkçede dört çeşit özne vardır. Bunlardan biri, işi yapanın apaçık belirtildiği gerçek öznedir. Diğeri öznenin belli olduğu ama yazılmadığı gizli öznedir. Diğer ikisi ise sözde ve örtülü öznedir. Cümlenin yüklemi özneyi ya gizler, ya da apaçık verecek şekilde çekimlenir. Her şartta cümlede mutlaka işi yapan bir şekilde verilir veya sezdirilir. Bunun için bir cümlede olmazsa olmaz ikinci temel ögemiz öznedir. Bir cümlede sadece iki temel öge vardır, onlar da “yüklem ve özne“dir. Cümlenin kurulması için mutlaka gerekli olmayan; fakat yüklemin gösterdiği yargıyı çeşitli yönlerden tamamlayan “nesne, zarf tümleci ve dolaylı tümleç“, cümlenin yardımcı ögeleridir. Bu ögeler olmadan da cümle kurulabilir. Fakat bu ögeler, cümlenin yer ve zaman gibi bazı yönleri hakkında ayrıntılı bilgi vererek yargıyı tamamlarlar. Şimdi aşağıda birkaç cümlenin ögelerini göstererek, onların temel ve yardımcı ögelerini belirleyelim – Gelişen teknoloji özne günlük hayatta yer tamlayıcısı hayatımızı belirtili nesne oldukça zarf tümleci kolaylaştırıyor yüklem. Yukarıda gördüğümüz cümledeki “kolaylaştırıyor, gelişen teknoloji” ögeleri özne ve yüklem, cümlenin temel ögeleridir. Yer tamlayıcısı, belirtili nesne ve zarf tümleci olarak bulunan diğer ögeler ise yardımcı ögelerdir. NOT Bir cümlede yardımcı ögelerin bir veya birden fazlası kullanılabilir ya da hiçbiri kullanılmayabilir. Yardımcı ögeler, cümlenin kurulması için mutlaka olması gereken ögeler değildir. Fakat bir cümlede mutlaka yüklem olmalıdır. ÖRN Arkadaşım özne bir gün içinde zarf tümleci bu kitabı belirtili nesne okumuş yüklem. Yukarıdaki cümlede yardımcı ögelerden zarf tümleci ve belirtili nesne kullanılmıştır. Temel ögelerin ikisi de kullanılmıştır. Orkun KUTLU » “Cümlenin Ögeleri“ sayfasına dön! Yorum Yap! Yazı Ayrıntıları... Yazdır! Bu Yazıyı Paylaşın! Eğer bir cümle isim cümlesi ise varlık ismi çoğunlukla cümle sonunda ve ek almış bir şekilde bulunmaktadır. Cümle devrik ise o zaman fiil ya da isim cümle ortasında veya başında bulunabilmektedir. İsim cümlelerini farklı zamanlarda çekimlemek mümkündür. İsim Cümlesi Nedir, Nasıl Bulunur? İsim cümlesi, ad cümlesi olarak da bilinmektedir. Bu tür cümlelerin yüklemleri fiilden meydana gelmez. İsim cümleleri içerisinde fiil soylu kelimelere rastlamak mümkündür. Fakat yüklemin isim görevinde olması gerekmektedir. İsim cümlelerinde, isim soylu olan kelimeler ek fiil yardımı ile yükleme çevrilmektedir. Yüklemi isimden meydana gelmiş olan cümleler isim cümlesi olarak adlandırılmaktadır. Eylem yerine kullanılan isimler ek alarak cümle içinde kullanılmaktadır. Bir cümledeki eylem -mak ya da -mek eki almıyorsa o zaman cümle isim cümlesidir. İsim cümlelerin yüklemi isim soylu olarak ifade edilir. Bu isim soylu yüklemler ek fiil almaktadır. İsim cümleleri genelde yalnızca özne ile yüklemden meydana buketi, şimdiye kadar aldığım en güzel hediyeBahçeniz çok güzelmişYemek oldukça gördüklerin Toros cümlelerinde "değil" ifadesini kullanarak cümleyi olumsuza çevirmek mümkün olmaktadır. Bunun yanında bu özellik ile cümlenin isim cümlemi mi yoksa fiil cümlesi mi olduğu da bulunabilmektedir. Fiil cümlelerinde olumsuz hali için -me olumsuzluk eki kullanılması güzel kişi ben olan ad zarfları var ile yok cümleleri de isim cümlesi kuşlar meyve yokİsim cümlelerinde kimi zaman ek fiiller gizli olarak gördüğünüz bina bizim evimizdir.İsim cümlelerinde de bazen fiil cümlelerinde olduğu gibi yüklem cümle sonunda değil de başta ya da ortada gibidir güzelliği. Burada gibidir yüklem görevi görmektedir.İsim cümlelerinde bulunma eki almış olan yer tamlayıcıları ile zarflar da sabah gökyüzü pürüzsüzBahar geldiğinden beri kuşlar büyük bir neşe içindeEk fiiller, isim cümlelerinde kelime sonunda kullanılarak isim soylu kelimenin yüklem olmasını sağlamaktadır. İmek fiilinin ek olarak kullanımı ile meydana gelmektedir. Çoğunlukla bitişik bir biçimde yazıldığı görülmektedir. Ek fiiller genellikle üç kipe göre çekimlenmektedir. CÜMLENİN ÖĞELERİTÜM KONU1-Cümle içindeki sözcüklerin, tek başlarına ya da diğer sözcüklerle grup oluşturarak yaptıkları göreve öge ve yüklemi anlamca tamamlayan sözcük ya da söz gruplarına öge “yüklem” ve “görev, anlam yönünden yükleme eşlik eden diğer parçalardan her biri”.Temel Ögeler Yüklem, ÖzneYardımcı Ögeler Nesne, Dolaylı Tümleç, Zarf Tümleci, Edat TümleciNot Tam bir cümle kurulabilmesi için sadece “yüklem” kullanılması yeterlidir. Çünkü “yüklem”, “özne”yi de kendi içinde Gizli ÖzneYüklem emir kipinde ve 2. tekil şahsı içeriyor.Not Yüklem olmadan eksiltili cümle hariç cümle Cümlenin ögeleri bulunurken, Yüklem > Özne > Nesne sırası takip bu yapılmazsa, özne ve nesne Cümlenin ögeleri bulunurken sözcük gruplarının bölünmemesi gerekir.Tamlama, ikileme, edat grubu, deyim, bileşik sözcükler vs.Not Bir cümlede aynı ögeden birkaç tane Cümlede hiçbir öge olmayan sözcükler de yer alabilir. Bunlara cümle dışı unsur sizi her zaman bağrımıza yargıyı ortaya koyan temel ögedir.*Yüklem, fiil, fiilimsi ya da isimden isim soylu sözcükten oluşabilir.*Kurallı bir cümlede yüklem sonda Fiilimsi veya isim isim soylu sözcük yüklem olacağı zaman ek-fiil eki alır.İstisna olarak bu ekin düştüğü görülür.Çiçekler kadar güzelsin. Ek-fiil almış isim soylu sözcükÇiçeklerin en güzelini al. FiilMutlu olan, çiçekleri dalında görendir. Ek-fiil almış fiilimsiNot Yüklem, birden fazla sözcükle de vurulan, Miroğlu’nun adamıymış. İsim tamlamasıBu alet, teknolojinin son harikasıdır. İsim tamlamasıO günler güzel günlerdi. Sıfat tamlamasıİki katlı, pembe panjurlu, şirin bir evdi. Sıfat tamlamasıYoksullara sürekli yardım ederdi. Bileşik fiilDüştüğü yerden zorla çıkarabildim. Bileşik fiilDışarıdan gelen koku, burnumun direğini kırdı. DeyimOnu bir yerden gözüm ısırıyor. DeyimArabanın kaportası, temiz gibi. Edat grubuSanat eseri oluşturmak hiç kolay değil. Edat grubuNot Birden fazla cümle tek yüklemle keserle, kömürleri baltayla Bazı istisna cümlelerde yüklem yer almaz. Bunlar eksiltili dağdan bir ıhlamur kokusu…Soru “Yüklem, yok.” Cümlesinin yüklemi var mıdır?Vardır. Yüklem “yok” “yüklem” cümlelerinde “işi yapan”, isim cümlelerinde ise “olan” durumundaki ögedir.*Özne hal eki almaz.*Bazı cümlelerde özne, cümlede yer almayıp, yüklemden çıkarılabilir. Bu tür öznelere “gizli özne” denir.*Özneyi bulmak için;-fiil cümlelerinde “kim?, ne?”,-isim cümlelerinde “olan kim?, olan ne?” soruları bulut yok. yok yüklem, yok olan ne? bulut=ÖzneAli, bize geldi. Geldi yüklem, gelen kim? Ali=ÖzneO Bize geldi. O Gizli özneDuman, tüm mahalleyi sahibi, öldü. Özne, isim tamlamasından oluşmuş.Gizli özne bu cümlede yok. Özne, sıfat tamlamasından oluşmuş.Ben, sana demedim mi? Özne, zamirden oluşmuş.Gelen, gideni aratır. Özne, fiilimsiden oluşmuş.Dünden beri görüşemediğim öğrencim, yanıma geldi. Özne, sözcük grubundan oluşmuş.Soru “Bu cümlede yok, öznedir.” Cümlesinin öznesi nedir?Yok sözcüğü öznedir.Özne Çeşitleri1- Gerçek Özne*Yüklemin bildirdiği eylemi gerçekten yapan ögedir.*Cümlede gerçek özne gizlenmiş olabilir. Buna “gizli” gerçek özne denir.*Gizli özne cümle ögesi olarak çatışmada üç hırsızı vurdu. Gerçek ÖzneÇocuklar, sofrayı serdi. Gerçek ÖzneO Daha fazla dayanamadı. “O”, Gizli Gerçek Özne2- Sözde Özne Yüklemin bildirdiği eylemi yapmayan fakat yapıyormuş gibi görünen çatışmada vuruldu.Polis, işi yapan değil, işten “kim vuruldu?” sorusuna cevap verdiği için özne olarak alınır.Sofra, kendi kendine tarafından serilmiştir. Bu yüzden sözde öznedir.Bir saat içinde yazıldı.“O”, Gizli Sözde ÖzneNot Bazı cümlelerde özne ışıkta İki cümle tek özneyle Bir cümlede birden fazla özne kardeşim ve ben yarın sinemaya ÖZNE*Bazen edilgen çatılı eylemlerle kurulmuş cümlelerde gerçek özne "-ce" eki ya da "tarafından, nedeniyle, etkisiyle" gibi sözcüklerin yardımıyla bir tümleç içinde yer alabilir. Buna “örtülü özne” denir.*Örtülü özneler yalnızca edilgen çatılı cümlelerde Meclisçe kabul > Zarf Tümleci Örtülü özneCam, şiddetli rüzgârın etkisiyle rüzgarın etkisiyle > Zarf Tümleci Örtülü özneKar nedeniyle yollar nedeniyle > Zarf Tümleci Örtülü özneÖğrenciler doktorlar tarafından tarafından > Zarf Tümleci Örtülü özneNESNEDÜZ TÜMLEÇ*Cümlede yüklemin bildirdiği yargıdan etkilenen ögedir.Öznenin yaptığı işten etkilenen ögedir.*Ad cümlelerinde genelde nesne bulunmaz.*Nesne, belirtili ve belirtisiz olmak üzere ikiye Belirtisiz Nesne*İsim hal eki almaz.* “Ne?” sorusuna cevap verir.*İşten etkilenen durumundadır.Ben Akşam yatmadan önce kitap okudum. Kitap Belirtisiz NesneGizli özneBen İyileşmek için ilaç kullanıyorum. İlaç Belirtisiz NesneGizli özneO Son yazılıdan beş almış. Beş Belirtisiz NesneGizli özneNot Özne ve belirtisiz nesne sorusu olarak “Ne?”yi kullandığımıza dikkat etmeliyiz.*Bunları karıştırmamak için cümlede, önce özne, sonra nesne bulunmalıdır.İşi yapan durumundaki “Hız” öznedir. “Ölüm” belirtisiz nesnedir.İşi yapan durumundaki “Fare” öznedir. “Fındık” belirtisiz nesnedir.b Belirtili Nesne*İsmin –i hal ekini alır.* “Neyi? , Kimi?” sorularına cevap verir.*İşten etkilenen aldığı yoğurdu, şehir pazarında sattı. Sattı YüklemBeni daha iyi tanıyacaksınız. Tanıyacaksınız YüklemAyağını yorganına göre uzat. Uzat YüklemAhmet’i o günden sonra görmedim. Görmedim YüklemNot Özne ile nesneyi karıştırmamak oynarken ayağı incinmiş. İncinen ne? Ayağı ÖzneBabası bize uğrayacakmış. Uğrayacak olan kim? Babası ÖzneDOLAYLI TÜMLEÇ*Cümlede “–e, -de, -den” hâl eklerini alarak,“neye?, neyde?, neyden?,nereye?, nerede?, nereden?,kime?, kimde?, kimden?” sorularına cevap veren sessizce yaklaştı. Nereye yaklaştı?Elçiler saraya yeni giriyordu. Nereye giriyordu?Taştan su çıkarıyordu. Neyden çıkarıyordu?Yurduma alçakları uğratma sakın! Nereye uğratma?Soranlara selam olsun! Kime selam olsun?Aldıklarını arabanın bagajında unutmuş. Nerede unutmuş?Not Her “-e, -de, -den” ekini alan sözcük dolaylı tümleç parmaklarını yersin.Niçin? Güzelliğinden zarf tümleciAkşama, yemeğe gideceğiz.Ne zaman? Akşama zarf tümleciYemeğe dolaylı tümleçZARF TÜMLECİ*Yüklemin, durumunu, zamanını, miktarını, yönünü, koşulunu vb. bildiren ögelerdir.*“Ne zaman? , Nasıl? , Neden? , Niçin? , Nereye? , Ne kadar?” sorularına cevap Tümleci……... geçenleriağlaya Nesne………………. T…… T......... zamangelecek?Özne………………. “Nereye?” sorusunun cevabı olan sözcük ek alırsa, “Dolaylı Tümleç” T…….. İLGEÇ TÜMLECİ* “ile, için vb. edatlarla kurulan; “ne ile? , kiminle? , niçin? , kimin için?” sorularına cevap verebilen edat gruplarına edat tümleci denir.*Bazı kaynaklarda, edat tümleci diye bir tümleç olmadığı, bunların zarf tümleci olarak alınması gerektiği Tümleç………. içintüm T………………….Özne………….YZarf T………….…………..Y.Burada kadar edatı kullanılmasına rağmen, zaman ifade ettiği için “Sabaha kadar”Zarf Tümlecidir. DeniliyorAt gibikişniyor. At gibi Nasıl? sorusunun cevabıdır.Zarf T……..Y. CÜMLENİN ÖĞELERİ Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Şimdi birbirini tamamlayan öğeleri inceleyeceğiz. Bir cümlenin oluşması için en önemli şart, kip ve şahıs bildiren bir unsurun bulunmasıdır. Yani eğer cümle içinde herhangi bir söz, haber veya dilek kiplerinden herhangi biriyle çekimli halde bulunuyorsa o, bir yargı bildiriyor demektir. Yargı bildirmek ise cümle olmanın en önemli koşuludur. Şahıs bildirmek, cümle olmak için her zaman gerekli değildir. Cümlede bulunabilecek öğeler, yüklem, özne, nesne ve tümleçlerdir. Bunların özelliklerinin neler olduğunu şimdi ayrı ayrı görelim. Yüklem Cümlede kip ve zaman bildirerek yargıyı ortaya koyan temel unsurdur. Tek başına cümle özelliği gösterir. Diğer öğeler yüklemin tamamlayıcı öğeleridir. Cümlede yüklemi bulmak için herhangi bir öğeye soru soramayız. Onu çekimli durumda bulunan sözcüklerden anlarız. Örneğin; “Biliyorum” sözü “bilmek” eyleminin şimdiki zamanla çekimlendiğini gösteriyor. Öyleyse yargı bildiriyor demektir. Dolayısıyla bir cümledir. “Biraz önce gelen çocuk, kapıcının kızıydı.” cümlesindeki altı çizili söz isim tamlaması olduğundan; “O, eskiden, yaramaz bir çocuktu.” cümlesindeki altı çizili söz sıfat tamlaması olduğundan birbirinden ayrılmaz ve birlikte yüklem olur. Özne Cümlede yüklemin bildirdiği işi, hareketi yapan ya da oluş içinde bulunan öğedir. Cümlenin temel öğesidir. Ancak her cümlede bulunmak zorunda değildir. Cümlede özneyi bulmak için yükleme “kim” ve “ne” sorularını sorarız. Ancak özellikle “ne” sorusu, nesneyi bulmak için de sorulduğundan, biz özne sorusunu yükleme değişik biçimde sorarız. Örneğin; “Öğretmen soruyu bana sordu.” cümlesinde “sordu” yüklemdir. Özneyi bulmak için yükleme “Soran kim?” diye soruyoruz. Cevap olarak “Öğretmen” geliyor. Öyleyse cümlenin öznesi bu sözcüktür. Cümlede özne yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi, açık olarak verilebileceği gibi, yüklemin çekiminden de çıkarılabilir. Cümlede olmayan, yüklemdeki şahıs eklerinden anlaşılan bu tür öznelere “gizli özne” adı verilir. “Sana bu kitabı iki günlüğüne verebilirim.” cümlesinin yüklemi “verebilirim” sözüdür. Özneyi bulmak için “Veren kim?” diye soruyoruz, “Ben” cevabı geliyor; ancak bu söz cümlede yok, biz bunu yüklemin bildirdiği şahıstan çıkarıyoruz. Öyleyse bu cümlenin öznesi gizli öznedir. Bu özne cümlede var olan öğelerden biri sayılmaz. Yani “Geldim.” cümlesinde öznenin “ben” olduğu görülse bile bu cümle sadece yüklemden oluşmuş sayılır. Her cümlede özne bulunmaz. Yani eylemi yapan bazen belli değildir. “Kasabaya bu yoldan gidilmez.” cümlesinde “Gidilmeyen ne, gidilmeyen kim?” gibi sorulara cevap alınmaz. Öyleyse cümlenin öznesi yoktur. Nesne Cümlede yüklemin bildirdiği işten etkilenen öğedir. Yükleme sorulan “kimi, neyi, ne” sorularına cevap verir. Nesneler hal ekini alıp almamalarına göre iki grupta incelenir. 1. Belirtili Nesne Nesne görevinde bulunan söz, “-i” hal ekini almışsa, nesneye belirtili nesne denir. “Çiçekleri annesine verdi.” cümlesinde “Çiçekleri” nesnesi “-i” hal eki aldığından belirtili nesnedir. 2. Belirtisiz Nesne Nesne görevinde bulunan söz “-i” hal ekini almamışsa nesne, belirtisiz nesnedir. “Annesi için çiçek topladı.” cümlesinde “çiçek” nesnesi bu eki almamış ve belirtisiz nesne olmuştur. Dolaylı Tümleç Yüklemin yöneldiği, bulunduğu, çıktığı yeri gösteren öğedir. Yükleme sorulan “-e”, “-de” ve “-den” hal eklerini alan sorulara aynı ekleri alarak cevap veren sözcük ya da söz öbekleri dolaylı tümleç görevinde bulunur. Soruların ve cevapların aynı ekleri alması zorunluluğu bunun diğer öğelerle karışmasına engel olur. Bunu örneklerle açıklayalım. “Elindeki kitap ve defterleri bana verdi.” cümlesinde altı çizili öğeyi bulabilmek için yükleme “kime” sorusunu soruyoruz. Soru da cevap da aynı eki almış. Öyleyse “bana” sözü dolaylı tümleçtir. “Sizinle ancak yaza görüşürüz.” cümlesinde altı çizili sözcük de “-e” hal ekini almıştır. Ancak bu öğeyi bulmak için yükleme “ne zaman” sorusunu soruyoruz. Görüldüğü gibi soru hal eki almadan soruluyor. Öyleyse bu, “-e” hal eki almış olmasına rağmen dolaylı tümleç değildir. “Kimseye sormadan dışarı çıktı.” cümlesinde ise altı çizili öğeyi bulmak için yükleme “nereye” sorusunu soruyoruz. Bu durumda soru, “-e” hal eki almış, ancak “dışarı” sözü aynı eki almamış. Öyleyse buna da dolaylı tümleç diyemeyiz. Görüldüğü gibi sorular ve cevapların aynı ekleri alması koşulu, birbiriyle karışan öğeleri ayırt etmemizi sağlıyor. Aynı durumu “-de” ve “-den” eklerinde de görebiliriz. “Beni sınıfta iki saattir bekliyormuş.” cümlesindeki altı çizili öğeyi cevap olarak almak için, yükleme “nerede” sorusunu soruyoruz. Öyleyse bu öğe dolaylı tümleçtir. “Hepimiz iki saattir ayakta bekliyoruz.” cümlesinde ise altı çizili öğeyi bulabilmek için yükleme “nasıl” sorusunu sormamız gerekiyor. Görüldüğü gibi soru “-de” ekiyle sorulmamış. Demek ki öğe dolaylı tümleç değil. “O, iki gün önce buradan ayrıldı.” cümlesinde altı çizili öğe “nereden” sorusuna cevap vererek dolaylı tümleç olmuş. “Senin de gelmeni yürekten isterdim.” cümlesinde altı çizili öğe “nasıl” sorusuna cevap verdiğinden dolaylı tümleç değildir. “Şu elmadan üç kilo verir misin?” cümlesinde altı çizili öğeyi bulmak için “neyden” sorusunu yükleme soruyoruz. Cevap geldiğinden öğe dolaylı tümleçtir. “Hastalandığından gelmedi.” cümlesinde altı çizili öğeyi ise “niçin” sorusuyla buluyoruz. Öyleyse bu, dolaylı tümleç değildir. Örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Burada unutmamamız gereken, soruyla cevabın aynı ekleri -e, -de, -den almasıdır. Dolaylı tümleci bulduran soruları ezberlemek yerine, bunu kavramak daha avantajlı bir yoldur. Zarf Tümleci Yüklemin zamanını, durumunu, miktarını, yönünü, koşulunu vb. bildiren öğelerdir. Bunların her biri değişik bir soruyla bulunur. “Hava kararmadan köye inmeliyiz.” cümlesindeki altı çizili zarf “ne zaman”; “Dosta düşmana muhtaç olmadan yaşamalıyız.” cümlesinde altı çizili zarf “nasıl”; "Aldığı notlar şaşılacak kadar yüksekti.” cümlesindeki altı çizili zarf “ne kadar”; “Tek bir söz bile söylemeden içeri girdi.” cümlesindeki altı çizili zarf “nereye”; “Zamanımız kalırsa bir örnek daha çözeriz.” cümlesindeki altı çizili zarf “hangi takdirde” sorularına cevap vermişlerdir. Yükleme sorulan bu sorulara cevap veren öğeler daima zarftır. Ancak burada “nereye” sorusuna dikkat etmeliyiz. Dolaylı tümleç konusunda da söylemiştik, bu soru dolaylı tümleci de buldurur. Ancak cevabın da aynı eki alması gerekir. Örnekteki “içeri” sözü ise bu eki almamıştır. Bu özelliği, yani hal eki almadan yön bildirme özelliğini yer-yön zarfları gösterir. Cümleyi öğelerine ayırırken dikkat edilmesi gereken bir husus, azlık - çokluk zarflarının kullanımıdır. “O, çok çalışkan bir öğrencidir.” cümlesinde yüklem, altı çizili sözün tamamıdır. Çünkü “öğrenci” isimdir, “çalışkan” öğrencinin sıfatıdır. “çok” da çalışkan sıfatının zarfıdır. Dolayısıyla, “çok çalışkan bir öğrenci” sıfat tamlaması olduğundan bunlar birbirinden ayrılmaz. Oysa biz aynı cümleyi; “O, çok çalışkandır.” şeklinde kullansak, “çalışkandır” yüklem “çok” zarf tümleci olacaktır. Kısaca adlaşmış sıfatlar yüklem olduğunda, onun derecesini bildiren zarflar zarf tümleci olur. Çıkmış soruların birinde, “Kafesteki kuşların tüyleri, şaşılacak kadar parlaktı.” cümlesi verilmiş ve “şaşılacak kadar” öğesine zarf tümleci denmiştir. Edat Tümleci Çıkmış sorularda, seçeneklerde bile olsa, edat tümleci adının geçtiği görülmemiştir. Ancak bazı soruların çözümünde yardımcı olduğu söylenebilir. Eğer seçeneklerde “edat tümleci” adı geçmiyorsa, siz “edat tümleci” olarak gördüğünüz söz öbeklerine zarf tümleci de diyebilirsiniz. Yüklemin ne ile, kimin ile, hangi amaçla, yapıldığını gösteren söz öbeklerine edat tümleci denir. “O, bütün yazılarını, dolma kalemle yazar.” “Bu araştırmayı arkadaşlarıyla yapmış.” “Bu yemekleri sizin için hazırladım.” cümlelerindeki altı çizili söz öbekleri edat tümleci sayılır. Cümle içinde her söz, cümlenin bir öğesi durumunda değildir. Yükleme sorulan sorulara cevap vermeyen söz veya söz öbekleri cümle dışı unsur sayılır. Örneğin aşağıdaki cümleyi öğelerine ayıralım. “Ahmet, sana defalarca geç kalmamanı Dolaylı Zarf Nesne Görüldüğü gibi “Ahmet” sözü cümlede yükleme sorulan herhangi bir soruya cevap vermiyor yani cümle dışı unsurdur. CÜMLE VURGUSU Cümlede asıl anlatılmak istenen öğe vurgulanır. Biz konuşurken, önemsediğimiz öğeyi cümlenin herhangi bir yerinde ses tonumuzu yükselterek vurgulayabiliriz. Ancak yazıda bunu yapamayacağımızdan, vurgulamak istediğimiz öğeyi yükleme yaklaştırırız. Yani cümlede yükleme en yakın öğe, en çok vurgulanan öğedir. “O, beni, hep burada bekler.” Özne Nesne Zarf Dolaylı Yüklem Tümleci Tümleç cümlesinde yükleme en yakın öğe dolaylı tümleç olduğundan, en çok vurgulanan öğe de odur. ARASÖZ Cümleyi söylerken söz arasına sıkıştırılan, bazen bir öğenin açıklayıcısı, bazen cümle dışı unsur olan söz veya söz öbeklerine arasöz denir. Eğer bu söz bir cümle ise “aracümle” diye de adlandırılır. Açıklamadan da anlaşılacağı gibi arasözün iki işlevi vardır. “O kasabayı, doğduğum yeri,bu kitapta tanıttım.” Nesne Dolaylı Yüklem Tümleç cümlesinde “doğduğum yeri” sözü, kasaba hakkında söylenmiştir ve kasabayı açıklamaktadır. Öyleyse bu öğe nesneyi açıklayan bir arasözdür. Arasöz daima açıkladığı öğeden sonra gelir. “Ahmet, siz de çok iyi bilirsiniz, derslerine pek çalışmaz.” özne Dolaylı Zarf Yüklem Tümleç Tümleci cümlesinde “siz de çok iyi bilirsiniz” sözü cümlenin geneli üzerinde açıklama yapan, ancak herhangi bir öğeyle ilgili olmayan bir arasözdür. Cümle dışı unsur olarak kabul edilir. Arasöz ve aracümleler iki virgül arasında ya da iki kısa çizgi arasında verilir. “Anneme, hayatını bana adayan kadına, saygıda kusur etmem.” Dolaylı Tümleç Yüklem “Odaya girdiğimde, neden olduğunu bilmiyorum, içim garip bir hüzünle doldu.” Zarf Tümleci Özne Zarf Tümleci Yüklem cümlelerinde koyu renkle gösterilen sözler de arasözdür. Adından da anlaşılacağı üzere bağlaçlarla birbirine bağlanan cümleler, cümle türlerinin bir alt başlığı olan bağlı cümleleri oluşturmaktadır. Birden fazla yargının, yani yüklemin, çeşitli bağlaçlarla bağlanarak arka arkaya sıralandığı cümlelere “bağlı cümle” denilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken şey, bu bağlaçların iki farklı yüklemi birbirine bağlamasıdır. Bilindiği üzere bağlaçlar cümlenin diğer bütün öğelerini de bağlayabilmektedir. Bağlı cümlelerde ise, birden fazla yüklem bağlaçlar yardımı ile birbirine anlam bütünlüğü içerisinde bağlanmaktadır. “Bunları söylediğim için pişman değilim çünkü beni çok kırdın.” cümlesini ele alalım. Bu cümlede “pişman değilim” ve “kırdın” yüklemleri vardır. Bu yüklemler arasında bir anlam ilişkisi vardır ve bu ilişkiyi “çünkü” bağlacı sağlamıştır. Yani burada iki farklı yargı cümle bulunmakla birlikte, bu iki yargı birbirine bir bağlaç aracılığıyla bağlanmış ve tek cümle hâline gelmiştir. İşte bu cümlenin yapısı “bağlı cümle” olarak kabul edilmelidir. Bağlı cümlelerde en az iki yargı olmak zorundadır ve yüklemler “çünkü, ama, fakat, yalnız, ne … ne, hem … hem, ve, veya, ki” gibi bağlaçlarla birbirine bağlanmalıdır. Bağlı cümleler ile sıralı cümleler sıklıkla karıştırılmaktadır. Sıralı cümlelerdeki gibi bağlı cümlelerde de iki farklı yüklem vardır ve bu cümleler arasında mutlaka bir anlam ilişkisi bulunmaktadır. Fakat sıralı cümlelerde yüklemler virgül veya noktalı virgüllerle ayrılarak gösteriliyorken; bağlı cümlelerde iki cümle mutlaka birbirine bir bağlaç ile bağlanmalıdır. İçerisinde bağlaç olmayan bir bağlı cümle yoktur. Bağlı cümlelerde de cümlelerin ögeleri arasında ortaklık bulunabilir. Ayrıca cümlelerin yüklemleri farklı kip ve şahıslara göre çekimlenebilir. ÖRN “Dün hava yağmurluydu; fakat konser iptal edilmedi.” cümlesinde birinci cümle farklı kip ve şahısla çekimlenmiş bir isimdir. İkinci cümle ise yine farklı bir kip ve şahsa göre çekimlenmiştir. NOT Bazı kaynaklar bağlı cümleleri “ki’li bağlı cümleler” ve “diğer bağlaçlarla yapılan bağlı cümleler” olmak üzere ikiye ayırmaktadır. “Gönlüm isterdi ki sizi çok daha güzel ağırlayayım…” cümlesinde görüldüğü üzere “ki” bağlacı ile birden fazla yüklem birbirine bağlanarak da bağlı cümleler oluşturulabilir. Farsçadan dilimize girmiş olan bu cümle yapısı, Türkçenin söz dizimine uygun olmadığı için ayrı bir başlık altında incelenebilir. Fakat bu inceleme, ancak lisans ve lisansüstü düzeyde ele alınabileceği için biz burada “ki” bağlacı ile yapılan cümleleri de bağlı cümleler altında ifade etmenin doğru olacağını düşündük. Bağlı Cümle Örnekleri – O kadar emek verdim ama sınavı bir türlü geçemedim. – El fenerim de çantanın üstündeymiş sözde fakat göremiyorum. – Hem yarı zamanlı çalışıyorum hem üniversitede okuyorum. – Ne ailesine haber vermiş ne de arkadaşlarıyla görüşmüş. – Bu saçları değirmende ağartmadık da konuşuyoruz. – Hem suçlu olduğunu biliyorsun hem de üste çıkmaya çalışıyorsun. – Size bunları anlattım çünkü bir şey yapmanızı bekledim. – Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta… – Eski günleri acıyla anımsadı ve gözlerinde iki damla yaş belirdi. – İsterseniz dışarı çıkalım veya evde tabu oynayalım. – Bir müşteri içeri geldi ve sizinle görüşmek istediğini söyledi. – İşimi zamanında bitirirdim ama hastalıktan gözümü açamıyorum. – Ne doğan güne hükmüm geçer, / Ne hâlden anlayan bulunur… Orkun KUTLU Yorum Yap! Yazı Ayrıntıları... Yazdır! Bu Yazıyı Paylaşın!

cümle öğeleri ile ilgili cümleler