Haberler Gündem Yargı EMSAL KARAR! Son dakika haberi; Yargıtay'dan boşanma davasında 'eşit kusur' kararı Her iki taraf da birbirlerinin daha kusurlu olduğunu belirterek, karşılıklı Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen çekişmeli boşanma davası, ilk derece mahkemesi tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedildi. Şiddet gören kadının vekili Av. Mehmet Sait Gürdağ, kararı istinaf mahkemesine taşıdı. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Yargıtay'dan emsal boşanma davası kararı! Miras paylaşıma dahil değil Yargıtay boşanma davalarında emsal bir karar verdi. Kararda eşlerden birisine kalan mirasın, boşanmada mal paylaşımına dahil edilemeyeceği belirtildi 23.07.2022 - 10:07 | Güncelleme: 23.07.2022 - 16:55 ABONE OL Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü ile veya boşanmaya karar verilmişse boşanma davası tarihinden itibaren sona erer. Mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakları boşanma davasının eki niteliğinde değildir. Yani örneğin boşanma davasındaki velayet, maddi ve manevi tazminat veya nafaka gibi taleplerden farklıdır. Boşanma çekişmeli boşanma davası ile gerçekleşmiş ve boşanma kararında nafakaya hükmedilmemişse bu durumda ayrı bir değerlendirme yapmak gerekir. Çekişmeli boşanmadan sonra nafaka davası açılması mümkündür. Ancak, boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakas ı isteme hakkını kaybetmemiş nafaka alacaklısı 4721 Vay Nhanh Fast Money. Kayseri Boşanma Hukuku Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma Kayseri Barosu Avukatlarından Avukat Oktay AYDOĞDU, Boşanma Hukuku Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma davaların da tecrübesi ve hukuk bürosu ile yardımcı olmaktadır. Kayseri Boşanma Avukatı Kayseri Boşanma Avukatı; Kişiler, evliliklerini kanunun öngördüğü süre geçtikten sonra istedikleri zaman bitirmek isteyebilirler. Bu anlamda evliliklerinin 1 yılı dolmuş çiftler anlaşmalı ya da çekişmeli olarak boşanma davası açabilirler. Karar verecek olan hakim olsa da bazı durumlarda kanun sebebiyle reddedemeyeceği talepler de bulunmaktadır. Biz de yazımızda oldukça önemli olan boşanma konusuyla ilgili aklınıza takılabilecek her sorunun cevabını vermek istedik. Kayseri Boşanma Avukatı, Aile Hukuku; Boşanma süreci, evlilik birliğini idame ettiremeyen eşlerin, boşanma kararı almasıyla sürecimiz başlar. Bu süreç; anlaşmalı boşanma davalarında görüldüğü gibi genel de tavsiyelerimiz bu yönde olup kısa zamanda netice verir nitelikte olabileceği gibi çekişmeli boşanma davalarında görüldüğü üzere oldukça uzun meddi ve manevi bir sürece de mal olabilir. Oldukça meşakkatli ve stresli biçimde tezahür eden boşanma sürecini hukuka uygun bir şekilde yürütmek ve olabildiğince az bir tahribat ile tamamlamak için profesyonel bir hukuki destek,işin uzmanı bir avukattan hukuki destek almak oldukça isabetli olacaktır. Kayseri boşanma avukatı olarak müvekkillerine en muntazam hukuki danışmanlık hizmeti sağlayan Avukat Oktay Aydoğdu, boşanma sürecine giren ve bu süreci yargıya taşımak isteyen eşlere hukuki rehberlik sağlar. Kayseri Boşanma Avukatı, Aile Hukuku Boşanma süreci niteliğine göre anlaşmalı ve çekişmeli yargı olarak iki farklı şekilde ele alınmaktadır. Anlaşmalı boşanma davalarında taraflar, boşanmanın tüm hususlarında mutabık kalmış ve çekişmeye düştüğü herhangi bir konu kalmamış, bütün huşular da anlaşmış olmaları gerekmektedir. Çekişmeli boşanma davalarında ise taraflar belirli konularda anlaşmakta belirli konularda ihtilafa düşmekte veya boşanmanın tüm hususlarında çekişme yaşamaktadır. Bu nedenle denilebilir ki; çekişmeli boşanma davasının süresi, eşler arasındaki uyuşmazlıkların sayısı ile doğru orantılıdır. Her iki boşanma davası türünde de alanında yetkin Kayseri boşanma avukatı ile birlikte hareket etmek, dava süresinin kısalmasına ve eşler açısından rahat biçimde tamamlanmasına vesile olacaktır. Kayseri Barosu Avukatlarından Avukat Oktay AYDOĞDU, Boşanma HukukuAnlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma davaların da tecrübesi ve hukuk bürosu ile yardımcı olmaktadır. Anlaşmalı Boşanma Davası Anlaşmalı boşanma davaları, çekişmeli boşanma davalarına kıyasla daha kısa zamanda neticelenir. Anlaşmalı boşanma davalarında eşler, boşanmanın ekonomik ve harici sonuçlarında uzlaştıkları için dava kısa zamanda sonuç verir. Ancak anlaşmalı boşanabilmek için bazı şartların karşılanıyor olması lazım gelir. Bu şartlar; Taraflar en az bir yıl evli kalmalıdır. Evlilik birliği temelden sarsılmalıdır. Evlilikten beklenen yararın kalmamış olması gerekir. Tarafların, boşanmanın sonucunda doğan mali konularda ve ortak çocukların velayet noktasında mutabık kaldığını düzenleyen ve eşlerce imzalanmış anlaşmalı boşanma protokolünün var olması gerekir. Taraflar boşanma davasını beraber açmalı veya bir eşin açtığı dava muhatabınca kabul edilmelidir. Anlaşmalı boşanma davasında en önemli aşama, protokolün hazırlanması ve düzenlenmesi aşamasıdır. Protokolün eksiksiz ve muntazam biçimde düzenlenmesi, ileride yaşanacak hak ve menfaat kayıplarının önüne geçecektir. Bu nedenle protokolün, deneyim sahibi bir Kayseri boşanma avukatı nezaretinde hazırlanması kişinin yararına olacaktır. Her iki eş için de evlilik çekilmez hale gelmiş olabilir. Böyle bir durumda taraflar anlaşmalı olarak mahkemeye başvurur. Anlaşmalı boşanma için mahkemeye dava dilekçesi ve ortak hazırlanmış protokol kesinlikle sunulmalıdır. Bu protokol şunları içerir Boşanma isteği açıkça dile getirilir Müşterek çocuk varsa Velayet konusundaki ortak karar Mal paylaşımı Nafaka ve tazminat husuları Varsa ortak borçların durumu Anlaşmalı boşanma durumlarında hakim, herhangi bir sebebin varlığını veya yeterliliğini denetlemez. Evliliğin süresinin 1 yılı aşmış olduğu ve evraklarda eksikliğin olmadığı durumlarda boşanma kararı verir. 1 yıl dolmadan anlaşmalı boşanma olur mu? Emsal olarak KAYSERİ 4. AİLE MAHKEMESİ ESAS NO 2021/688 KARAR NO 2021/662 Türk Medeni Kanunun 166/3 maddesi gereğince açılmış boşanma davasıdır. Evlilik en az bir yıl sürmüşse eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için hakimin, bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları, taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Davacı ve davalının evliliği bir yıldan fazla sürmüş, davacının açtığı davayı davalı kabul etmiş, mahkemece taraflar hakim tarafından bizzat dinlenmiş, tarafların iradelerini serbestçe açıkladıkları kanaatine varılmış ve taraflarca boşanmanın mali sonuçları hususunda yapılan anlaşma mahkememizce de uygun bulunmuş ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ’ şeklin de kararı ile 1 yıl dolmadan yine tanık dinleterek anlaşmalı boşanma süreci usulen gerçekleşmektedir. Yine anlaşmalı boşanma davasına başvurduktan ve karar verildikten sonra sonra feragat edilirse ne olur ? Emsal karar . KÜÇÜKÇEKMECE 4. AİLE MAHKEMESİ ESAS NO 2021/539KARAR NO 2021/487 K. ’Mahkememizin 2021/539 Esas, 2021/487 Karar sayılı dosyasında tarafların boşanmalarına karar verilmiş olup davacı vekili tarafından mahkememize16/09/2021 tarihinde verilmiş olan davadan feragat dilekçesinde açmış olduğu boşanma davasından feragat ettiğini beyan ettiği anlaşılmakla kimlik tespiti yapılmıştır. HMK’nun 310. maddesi hükmü; “1 Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.2 Ek22/07/2020-7251/29 md. Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir.” 310. maddesinin 2. fıkrası gereğince davacı hükmün verilmesinden sonra davadan feragat ettiğini sunmuş olduğu feragat dilekçesinde belirttiğinden ve feragat eden davacının kimlik tespiti de yapılmış olduğundan davanın davacının feragati nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.’’ Şeklindeki kararı ile anlaşmalı boşanmaya karar verilmiş olsa dahi davadan vazgeçileceği ortadadır. Anlaşmalı Boşanma Davaları en hızlı kaç gün de sonuçlandırılır? Mahkemenin işyüküne bağlı olarak 2-3 gün içerisin de sonuçlandırılır ve feragat dilekçeleri yazılarak 1 haftaya kalmadan kesinleşme gereçkeleştirilmektedir. Ekte sunulan karar da gözüktüğü üzere 18/06/2021 tarihin de açılan dava 28/06/2021 tarihin de nüfusa karar 1 yılı doldurmayan bir evlilik için en hızlı şekil de anlaşmalı fakat çekişmeli şekil de Avukat Oktay Aydoğdu tarafından sonuçlandırılmıştır. KAYSERİ 3. AİLE MAHKEMESİ ESAS NO 2021/419 Esas KARAR NO 2021/504 K ’ evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talebine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun madde 166’ ya göre evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, tarafların birbirlerine karşı sevgi ve saygılarının bittiği,aralarında fikir uyuşmazlığının olduğu, davalının ailesinin evliliğe müdahale ettiği, davalının evi terk ettiği, davacının kıskanç olduğu anlaşılmakla, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin sona ermesinde davalının ağır kusurlu olduğu kanaatine varılarak boşanmaya birbirlerinden her hangi bir nafaka ve tazminat talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur. ’ şeklin de karar verilmiştir. Çekişmeli Boşanma Davası Çekişmeli boşanma taraflardan birinin boşanmayı istemediği ya da boşanma şartları üzerinde anlaşamadıkları durumlarda gündeme gelir. Eşlerden biri kanunda sayılan hallerden birine dayanarak boşanma davası açabilir. Bu haller Medeni Kanunumuzda boşanmanın özel sebepleri ve genel sebepleri olarak düzenlenir. Genel sebepler evlilik birliğini çekilmez hale getiren, eşler arasındaki ilişkinin taraflardan evli kalmanın beklenilmeyeceği unsurları kapsar. Özel sebepler ise tek tek sayılmıştır. Şu şekildedir Hayata Kast veya Pek Kötü Ya Da Onur Kırıcı Davranış Hayata kast bir eşin diğerinin canına yönelik bilerek yaptığı fiilleri kapsar. Pek kötü davranış ise hayata karşı değil fakat eşin vücut bütünlüğüne kastedecek fiilleri anlatır. Eşe acı ve ıstırap veren bütün fiziksel muameleler bu kapsamda değerlendirilebilir. Onur kırıcı muamele ise eşin saygınlığına ve manevi varlığına yönelik yapılan fiillerdir. Psikolojik ve ekonomik şiddeti bu kapsamda değerlendirmek yerinde olacaktır. Küçük Düşürücü Suç İşleme veya Haysiyetsiz Hayat Sürme Bu başlık altında akla gelebilecek fiiller evlilikten önce de var olan şeyler olabilir. Bunlar biliniyor ve kabul edilmiş de olabilir. Ancak somut durumda devam etmesi ve eşlerden biri için evliliği çekilmez hale getirmesi geçerli bir boşanma sebebi oluşturur. Bu neden için herhangi bir hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Hakim evrensel değerleri göz önüne alarak değerlendirme yapar. Terk Eşlerden birinin ortak konutu haklı bir sebep olmaksızın terk etmesi ve üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmemesi durumudur. Aynı zamanda bu durum eşlerden birinin ortak konuta alınmamasıyla da oluşmaktadır. Doğrudan bu sebebe dayanılarak boşanma davası açılamaz. Öncelikle 4 aydır eve dönmeyen eşe mahkemeye başvurularak ihtar çektirilir. İhtar çekildikten sonra eve dönmek için de 2 ay süre verilir. Bu süreçte de eş eve dönmezse, boşanma davası açılır. Akıl Hastalığı Bu sebebi öne sürebilmek için akıl hastalığının önceden bilinmiyor olması ya da hastalığın evlilikten sonra ciddi derecede artmış olması gerekir. Hastalık devam ettiği sürece, taraflar istenildiği zaman dava açabilir. Ancak şu şartları taşıması zorunludur Eşin iyileşmesi mümkün olmayan bir akıl hastalığına sahip olması Hastalık sebebiyle evliliğin diğer taraf açısından çekilmez hale gelmesi Zina Eşlerden birinin, karşı cinsten biriyle yaşadığı ilişki neticesinde sadakat yükümlülüğünü yerine getirmemesidir. Zina Türk Ceza Kanununa göre bir suç değildir. Medeni Hukuk bağlamında amaç güveni kırılan, aldatılan eşten evliliği sürdürmesinin beklenememesidir. Zina konu edilerek öğrenilme tarihinden itibaren 6 ay içinde boşanma davası açılır. Eşin affedilmesi veya zinanın üzerinden 5 yıl geçmesi durumlarında dava hakkı biter. Hatırlatma fayda var, yukarıda yer alan sebeplerle boşanma davası açma hakkı yalnızca kusursuz veya daha az kusurlu olan eşe verilmiştir. Bu sebeple kusurlu eş ancak genel sebeplere dayanarak boşanma talebinde bulunabilir. Evlilik birliğini boşanma ile sonlandırmak isteyen eşler, boşanmanın sonuçlarında mutabık kalamayabilir. Söz gelimi; evlilikten doğan hak ve alacaklar konusunda, nafakaya ilişkin hususlarda, çocuklara dair konularda ve tazminat gibi mali noktalarda ihtilafa düşebilirler. Bu ve benzer ihtilaf hallerinde, boşanma davası, çekişmeli boşanma davası biçiminde tezahür eder. Çelişmeli boşanma süreci oldukça yıpratıcı etkileri olan ve kişilerin psikolojik açıdan sıkıntılar yaşadığı bir süreçtir. Bu süreçte, boşanmak isteyen eşler arasındaki iletişim oldukça zayıftır. Bu durum, süreci daha da katlanılmaz kılar. Bu bakımdan, sürecin daha az yıpratıcı etkilerle tamamlanması adına hukuk uzmanı ile hareket etmek ve Aile Hukuku’na hakim profesyonel bir Kayseri boşanma avukatı ile birlikte hareket etmek oldukça yararlı olacaktır. Çekişmeli boşanma davasına gerekçe gösterilebilecek yasaca ifade edilmiş özel boşanma nedenleri şu şekilde ifade edilir Zina Terk Suç İşleme ve Haysiyetsiz Yaşam Sürme Hayata Kast, Pek Kötü Muamele, Onur Kırıcı Davranış Akıl Hastalığı Yine emsal olarak zina nedeniyle kendini aldatan eş için kadın lehine TL maddi, Tl manevi olamk üzere Tl tazminat çıkmıştır. KAYSERİ 3. AİLE MAHKEMESİ ESAS NO 2020/637 KARAR NO 2021/300 k. İle ’ Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedebilmek için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında; boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gereklidir TMK md. 174/2. Buna göre başka kadınlarla mesajlaşarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan, davacı karşı davalı kadın bu mesajları sorunca kadının boğazını sıkıp ona vurarak şiddet uygulayan,eve sürekli geç gelen, evinin ve ailesinin ihtiyaçları ile ilgilenmeyen, evin tüm maddi yükünü davacı karşı davalı kadının üzerinde bırakarak ona maddi ve manevi destek olmayan, eşinden ayrı odada uyumak isteyen erkeğin bu davranışları kadının kişilik haklarını zedeler mahiyettedir. Tazminat miktarını belirlerken, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur dereceleri gözetilerek davacı karşı davalının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 4721 sayılı TMK. madde 174/2 e göre, kararın kesinleşmesinden sonra TL manevi tazminatın davalı karşı davacıdanalınarak, davacı karşı davalıya verilmesine karar verilmiştir. Kabule göre davalı karşı davacı ağır kusurlu olduğundan manevi tazminat talepleri reddedilmiştir.’’ Şeklin de karar verilmiştir. Yine tabiki sadece aldatan erkek için değil aldatan kadın için hukukumuzdaki pozitif eşitlik dikkate alınarak erkek lehine daha az tazminat olarak Tl toplam da erkek lehine her koşul da erkek nafaka öder durumu olmadığı gibi nafaka talepleri karar gereği KAYSERİ 3. AİLE MAHKEMESİ ESAS NO 2014/952 KARAR NO 2015/406 K. İle ’ Yukarıda özeti verilen şahitlerin beyanlarına göre, tarafların birbirlerine karşı sevgi ve saygılarının bittiği,aralarında fikir uyuşmazlığının olduğu, tarafların birbirlerine karşı birlik görevlerini yerine getirmedikleri, davacı kadının ev işi konusunda zaafiyet gösterdiği, zamanın çoğunu dışarıda geçirdiği, eşinin istemediği kişilerle görüştüğü, sadakat yükümlerine aykırı davrandığı, yargılama sırasında dahi sadakatsiz davranışı bulunduğu kişiyle birlikte dolaştığı, bu kişinin arkadaşı olduğuna dair beyanlarını ispat edemediği, davalı tanıklarının çelişkili beyanlarda bulundukları, dosyaya giren ceza dosyalarında bu konuda beyanların olduğu, anlaşılmakla, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin sona ermesinde davalının tam kusurlu olduğu kanaatine varılarak boşanmaya hükmedilmiştir. Davalı iddia ettiği hususları ispat süresince müşterek çocukların baba yanında kalmaları, boşanma sebepleri nazara alınarak velayet hakkı babaya bırakılmıştır. Davalı kadın tam kusurludur, bu sebeple nafaka talebi hakkı yüzünden davacının mevcut veya beklenen menfaatlerinin zarar gördüğü; boşanma sebeplerinin kişilik haklarını ihlal ettiği de açıktır. Bu nedenle tarafların mali içtimai durumları gözetilerek davacının maddi ve manevi tazminat talepleri kısmen kabul edilmiştir. Kusuru ağır olan maddi ve manevi tazminat isteyemez. Bu nedenle davalı kadının bu yöndeki talepleri reddedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis sebeple erkek lehine tazminat verildiği gibi kadının nafaka talepleri Barosu avukatlarından Oktay Aydoğdu profesyonel hukuki destek vermektedir. Yine aldatan eş ve evi terkeden eşin açmış olduğu ziynet alacağı davası reddedilmiş ve Yargıtay incelemesi ile sunulduğu üzere KAYSERİ 3. AİLE MAHKEMESİ ESAS NO 2016/116 KARAR NO 2016/1058 K . gereğince ’ Yapılan yargılama toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Tarafların 30/06/2015 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları anlaşılmıştır. Boşanma dosyası ve diğer deliller incelenmiştir. Davacının kocası evde yokken çocukları evde bırakıp eşyaları da toplayıp evden ayrıldığı eşyalarının taşınması ve saklanması kolay eşyalardan olması sebebiyle kadın üzerinde olduğu karinedir. Davacı kadın ziynet eşyalarının koca evinde kaldığını ispat edememiştir, bu nedenle davasının reddine karar verlierek neticede edinilen vicdani kanaate göre aşağıda ki şekilde hüküm oluşturulmuştur. ’ şeklin de karar gereğince davası her koşul da çekişmeli boşanan eş ziynet eşyası alır diye bir durum Barosu avukatı Oktay Aydoğdu hukuki destek sağlamaktadır. Boşanmanın Mali Sonuçları TMK, taraflara, mal rejimini aralarında yapacakları bir sözleşmeyle belirleme hakkı tanımaktadır. Bu bakımda, yasada düzenlenen hükümlerle bağlı kalınmak koşuluyla eşler belirledikleri mal rejimine tabi olabilir veya değiştirebilirler. Taraflar aralarında mal rejimi ile ilgili herhangi bir sözleşme düzenlememişlerse bu durumda yasaca kabul edilen rejim yani edinilmiş mallara katılma rejimi söz konusu olacaktır. Boşanmayla birlikte bireylere yüklenen birtakım mali sonuçlar vardır. Söz konusu mali sonuçlar üç başlık altında incelenir. Bu başlıklar Nafaka Maddi ve Manevi Tazminatlar Mal Rejimi Tasfiyesi Nafaka Yoksulluk Nafakası Taraflardan, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek eş, kusuru karşı taraftan daha ağır olmaması kaydıyla hayatını idame ettirmesi için gereken mali desteği karşı taraftan süresi olarak talep edebilir. Nafaka ödemekle yükümlü kişinin kusursuz olması hali, nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldıran bir hal değildir. İştirak Nafakası Boşanan eşlerin çocuklarına karşı sorumluluğu devam eder. Çocukların bakımı ve eğitimi için yapılacak harcamalara her iki tarafında katılması gerekir. Velayet hakkının kendisine bırakılmadığı eşin, çocuğa dair giderlere mali gücü oranında katılması mecburidir. Nafaka Arttırım Davaları Yine verilen nafakalar zaman içerisin de az geldiği gibi müşterek çocuğun yada tarafların giderleri sebeple de nafaka arttırım davaları açılmaktadır. Emsal olarak müşterek çocuğun 300 Tl olan nafakası 600 Tl çıkartılmıştır. KAYSERİ 8. AİLE MAHKEMESİ ESAS NO 2021/318 KARAR NO 2021/886 K. onuç olarak taraflarınsosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, ülkedeki ekonomik koşullar ve hakkaniyet ilkesi göz önüne alınarak, davalının gelir durumu ve nafaka vermesinden sonraelinde kalacak geliri ile sosyal seviyesine uygun olarak yaşamını devam ettirebilmesi için taktir olunacak nafakanın hak ve nesafete uygun olması düşünülerek, davacının davasının kısmen kabulü ile, dava tarihinden geçerli olmak üzere TMK’nın 182/2-3. maddesi uyarınca Kayseri 6. Aile Mahkemesi’nin 2016/1014 esas, 2017/104 karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk Mert Ali lehine hükmedilen iştirak nafakasının 300,00-TL artırılarak, aylık 600,00-TL olarak belirlenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ’ şeklindeki karar ile nafaka arttırım davaları açılmaktadır. Kayseri Barosu avukatı Oktay Aydoğdu hukuki destek sağlamaktadır. Öğrenci olan 18 yaşını doldurmuş müşterek çocuk nafaka alabilir mi? Eğitim hayatına devam ettiği sürece müşterek çocuk 18 yaşını doldurmuş olsa da nafaka sunulduğu üzere KAYSERİ 6. AİLE MAHKEMESİ ESAS NO 2021/295 KARAR NO 2021/929 K ile ’ osya kapsamındaki tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma sonuçlarında, davacının öğrenci olduğu, davalının ŞÖNİM’ de çalıştığı aylık kazancının TL olduğu bildirilmiştir. Belirtilen yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı hep birlikte dikkate alındığında, davacının üniversitede öğrenci olması, ihtiyaçlarının artması, tarafların ekonomik ve sosyal durumları vehakkaniyet ilkesi hep birlikte dikkate alınarak, davanın kısmen kabulü ile, dava tarihinden itibaren aylık 750,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak , davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.’’ Şeklinde kararı ile üniversite okuyan müşterek çocuk lehine 750 TL nafaka hükmedilmiştir. Kayseri Barosu avukatı Oktay Aydoğdu anlaşmalı ve çekişmeli boşanma da hukuki destek sağlamaktadır. Tazminat Boşanma nedeniyle mevcut yahut gelecekteki menfaati zarar gören ve karşı taraftan daha az kusurlu olan eş, kusurlu eşten maddi tazminat talep edebilir. Boşanmaya neden olan haller sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan eş, kusuru olan eşten manevi tazminat talep edebilir. Mal Rejimi Tasfiyesi Mal rejimi, taraflardan birinin yaşamını yitirmesi ya da boşanma nedeniyle sonlanır. TMK üzere kabul edilen mal rejimine göre her iki tarafın da sahip olduğu mallar ikiye ayrılır. Bunlar; edinilmiş mallar ve kişisel mallar olarak adlandırılır. Edinilmiş mallar, her iki tarafın, evlilik birliği süresince edindiği mal varlıklarıdır. Edinilmiş mallar genel olarak şu şekilde ifade edilebilir Kişinin çalışmasına karşılık sahip olduğu edinimler, Kişinin, sosyal güvenlik yahut sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının ya da personele yardım maksadıyla kurulan sandık ve sairlerinin gerçekleştirdiği ödemeler, Kişinin çalışma gücündeki kaybı sebebiyle ödenen tazminatlar, Kişiye ait kişisel mallardan edinilen gelirler, Edinilmiş malları olarak kabul edilebilen değerlerdir. Kişisel mallar ise Taraflardan birinin sadece kişisel kullanımına yarayan eşyalar, Mal rejiminin başlangıcı esnasında taraflardan birine ait olan ya da bir tarafın sonradan miras ile veya herhangi bir biçimde karşılıksız kazanmayla edindiği mal varlığı değerleri, Kişiye ait manevi tazminat alacakları, Kişisel mallar olarak kabul edilen mallardır. Boşanmanın mali sonuçlarında herhangi bir hak kaybına uğramamak ve mevcut veya gelecekteki menfaatlerden mahrum kalmamak adına emsal davalarla tecrübesini artırmış uzman bir Kayseri Boşanma Avukatı ile iletişim sağlamak ve hukuki danışmanlık almak kişinin lehine olacaktır. Boşanma Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme Boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemelerinin bulunmadığı hallerde davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemeleri bakacaktır. Boşanma davalarında yetkili mahkeme ise davacı veya davalının adresinin bulunduğu veya eşlerin son altı ay süre ile birlikte ikamet ettikleri yer mahkemesidir. Boşanma Davası Ne kadar Sürer? Boşanma davaları, eşlerin birbirileriyle mutabık kalıp kalmamalarına göre her konu da anlaşmalı ve çekişmeli olarak görülür. Anlaşmalı boşanma davaları çekişmeli boşanma davalarına göre oldukça kısa sürmekte olup bir ila üç ay arasında neticelenir. Çekişmeli boşanma davasıysa birçok parametreye bağlı olarak farklı sürelerde neticelenir. Boşanma davlarında süreye etki eden en önemli hususlardan birisi de boşanma avukatıdır. Kayseri boşanma avukatı noktasında hukuki danışmanlık sağlayan Avukat Oktay Aydoğdu, eşlere, gerekli hukuki ve usuli esasları ifade etmekte ve yasal hakların korunarak davanın kısa zamanda neticelenmesi için oldukça titiz biçimde hizmet sunmaktadır. Kayseri Boşanma Hukuku Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma Kayseri Barosu Avukatlarından Avukat Oktay AYDOĞDU, Boşanma Hukuku Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma Davalarında Kayseri İlinde müvekkillerine en sağlıklı, hukuki bilgileri vermektedir. Miras davaları tecrübeli hukuk bilgisi gerektiren davalardır. Ufak bir hata durumunda çok büyük hak kayıpları da yaşanabilir. Bu nedenle Kayseri Boşanma Hukuku Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma Avukatı Oktay AYDOĞDU, her zaman hukuki bilgisi ve tecrübesi ile müvekkillerine yardımcı olmaktadır. Kayseri Avukat Oktay AYDOĞDU. Baran Delil Avukatlık Bürosu0 532 237 72 80bilgi Mah. Ceyhun Atuf Kansu Cd. No112 D30, Cevat Muratal İş Merkezi, Balgat,Çankaya/AnkaraMakale İçindekilerBoÅŸanmada Maddi ve Manevi Tazminat BoÅŸanma Halinde Maddi ve Manevi Tazminat Nasıl Talep Edilmelidir? BoÅŸanmada Maddi ve Manevi Zararın Tespiti BoÅŸanmada Maddi ve Manevi Tazminat Taleplerinde Harç vb. Yargılama Giderleri Aleyhine Tazminata Karar Verilen Tarafın Ödemeyi Reddetmesi Halinde Tazminat Alacaklısının Hakları BoÅŸanmada Maddi ve Manevi Tazminata İliÅŸkin Emsal Yargıtay Kararları BOÅžANMADA MADDİ MANEVİ TAZMİNATHukuk sistemimizde kiÅŸiler arasındaki evlilik birliÄŸi çeÅŸitli sebeplerle sona erebilmektedir. AnlaÅŸmalı boÅŸanma gibi kusur tespitinin yapılmadığı hallerin dışında, boÅŸanma davalarında genellikle kusur tespiti yapılmakta ve evlilik birliÄŸini sona erdiren sebeplere iliÅŸkin olarak taraflara kusur atfedilmektedir. BoÅŸanmada kusursuz ya da daha az kusurlu olan tarafın maddi ve manevi olarak uÄŸramış olduÄŸu zararın karşı taraf tarafından karşılanmasına birliÄŸinin boÅŸanma ile sonuçlanmasında kusursuz ya da daha az kusurlu olan taraf, kusurlu taraftan mevcut veya beklenen menfaatlerinin boÅŸanma dolayısıyla zarara uÄŸraması nedeniyle uygun bir miktar maddi tazminat maddi tazminat yanında, kusursuz veya daha az kusurlu eÅŸ; boÅŸanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kiÅŸilik haklarının saldırıya uÄŸramış olması halinde kusurlu olan diÄŸer taraftan uygun bir miktar manevi tazminat da ifadelerden de anlaşılabileceÄŸi üzere kanun, boÅŸanmada maddi ve manevi tazminat talep edilebilmesini kusursuz olmaya deÄŸil, diÄŸer eÅŸe nazaran daha az kusurlu olma ÅŸartına baÄŸlamıştır. BoÅŸanma Halinde Maddi ve Manevi Tazminat Nasıl Talep Edilmelidir?BoÅŸanma halinde maddi ve manevi tazminat, boÅŸanma davasının ferisi olarak boÅŸanma davası ile birlikte talep edilebileceÄŸi gibi, boÅŸanma davasının kesinleÅŸtiÄŸi tarihten itibaren 1bir yıl içerisinde ayrı bir dava açılarak da talep edilebilecektir. BoÅŸanmada Maddi ve Manevi Zararın TespitiBoÅŸanmada maddi ve manevi tazminatı düzenleyen Türk Medeni Kanunumuzun 174. maddesi genel hatları itibariyle tazminata dayanak teÅŸkil edecek hususları düzenlemiÅŸtir. Maddeye göre"Mevcut veya beklenen menfaatleri boÅŸanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddà tazminat sebep olan olaylar yüzünden kiÅŸilik hakkı saldırıya uÄŸrayan taraf, kusurlu olan diÄŸer taraftan manevà tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir."Madde metninden de anlaşılabileceÄŸi üzere, boÅŸanmada maddi tazminata hükmedilebilmesi, kanunenMevcut veya beklenen menfaatlerin boÅŸanma yüzünden zedelenmiÅŸ olması veKarşı tarafın kusurlu olması ÅŸartlarına baÄŸlanmıştı yanında, yine aynı maddede yer alan ifadelerde açıkça belirtilmiÅŸ olduÄŸu gibi boÅŸanmada manevi tazminata hükmedilebilmesiTalepte bulunan kiÅŸinin boÅŸanmaya sebep olan olaylar dolayısıyla kiÅŸilik haklarının zedelenmiÅŸ olması ve yineKarşı tarafın kusurlu olması ÅŸartına baÄŸlanmıştı yer alan bu ifadelerin oldukça genel ve soyut ifadeler olmalarından kaynaklı olarak maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi ÅŸartlarının kanun koyucu tarafından muÄŸlak bırakıldığı düşünülebilir. Bu, hayli doÄŸru bir saptamadır. Kanun koyucu, burada, aile hakiminin inisiyatif alabilmesi ve somut olayın gereklerine uygun olarak karar verebilmesi için kasıtlı olarak bir çeÅŸit hukuki boÅŸluk alanı bırakmıştır maddi ve manevi zararın tespiti hususunda oldukça fazla Yargıtay kararı mevcuttur ve kanunda detaylandırılmamış olan bu konu, genel itibariyle Yargıtay tarafından verilmekte olan emsal kararlar ile ÅŸekillenmektedir. Makalemizin sonunda konuya dair çeÅŸitli Yargıtay kararları yer almaktadır. BoÅŸanma Davalarında Maddi ve Manevi Tazminata İliÅŸkin Olarak Avukat DesteÄŸiBoÅŸanma davalarında veya boÅŸanma davaları sonrasında dava konusu edilecek olan maddi ve manevi tazminat taleplerinde tarafların kendilerini avukat ile temsil etmeleri gibi bir zorunluluk yoktur. Ancak boÅŸanmada hangi davranış ve yaÅŸanmışlıkların maddi ve/veya manevi tazminata hükmedilmesine sebebiyet vereceÄŸi hususunda belirsizlik mevcut olduÄŸundan ve daha önce konuya iliÅŸkin olarak verilmiÅŸ olup emsal teÅŸkil eden Yargıtay kararlarının önemi de dikkate alındığında, olası hak kayıplarının önüne geçilebilmesi için Ankara boÅŸanma avukatı ile irtibata geçilip, somut olayın özelliÄŸine göre hukuki danışmanlık ve dava temsil desteÄŸi alınmasında büyük fayda vardı Maddi ve Manevi Tazminat Taleplerinde Harç vb. Yargılama GiderleriBoÅŸanma davası ile birlikte talep edilecek olan maddi ve manevi tazminat taleplerinde, maddi ve manevi tazminatın boÅŸanmanın ferileri niteliÄŸinde bulunmasından dolayı ayrıca harç alınmamaktadır. Maddi ve manevi tazminat taleplerinin, boÅŸanma davasının sonuçlanması akabinde 1bir yıllık süre içerisinde ayrı bir dava açılmak suretiyle talep edilmesi halinde Harçlar Kanunu ve diÄŸer ilgili mevzuat doÄŸrultusunda harç ve masraflar söz konusu olacaktır. Aleyhine Tazminata Karar Verilen Tarafın Ödemeyi Reddetmesi Halinde Tazminat Alacaklısının HaklarıBoÅŸanma davasında boÅŸanma kararıyla birlikte veya boÅŸanma davası sonrasında ayrıca açılan bir tazminat davası ile birlikte maddi ve/veya manevi tazminata hükmedilmesi halinde tazminat borçlusu taraf, tazminat alacaklısı tarafa bu tazminatı ödemekle hukuken yükümlü olacaktır. Aksi takdirde alacaklı taraf, icra vasıtasıyla bu alacağını takip edebilecektir. BoÅŸanma davasında boÅŸanmaya karar verilmiÅŸ olması halinde, boÅŸanma hususunun kesinleÅŸmiÅŸ olmasıyla birlikte boÅŸanmanın ferilerinin icra vasıtasıyla takip edilebilirliÄŸi söz konusu olacaktır. O halde, boÅŸanma kararının kesinleÅŸtiÄŸi dosyalar açısından dava henüz nafaka ve tazminat gibi boÅŸanmanın ferileri yönünden kesinleÅŸmemiÅŸ olduÄŸu halde tazminat alacaklısı bu alacağını icra vasıtasıyla talep edebilecektir. [Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarih ve 2017/11280 E., 2017/7864 K. sayılı kararı]BoÅŸanmada Maddi ve Manevi Tazminata İliÅŸkin Emsal Yargıtay KararlarıYargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/11280 E., 2017/7864 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ Åžikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiÅŸ olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereÄŸi düşünüldü. KARAR Borçlu vekili icra mahkemesine baÅŸvurusunda, müvekkili aleyhine baÅŸlatılan ilamlı icra takibinde dayanak ilamın boÅŸanma davasına iliÅŸkin olduÄŸunu, ilamın boÅŸanma yönünden kesinleÅŸtiÄŸini ancak yoksulluk nafakası ve diÄŸer yönler yönünden kesinleÅŸmediÄŸini, kesinleÅŸmeden takip konusu yapılamayacağını, belirterek icra emrinin iptalini istemiÅŸtir. Mahkemece; yoksulluk nafakasının icraya konulabilmesi için kesinleÅŸmesi gerektiÄŸi gerekçesiyle ÅŸikayetin kabulüne karar verilmiÅŸ; hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiÅŸtir. HUMK'nun 443/4. HMK'nun 367/2. maddesi gereÄŸince aile ve ÅŸahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleÅŸmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boÅŸanma kararının "eklentisi" olan tazminatlar da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boÅŸanma hükmünün kesinleÅŸmesi gerekir. Bir baÅŸka anlatımla boÅŸanma hükmü kesinleÅŸmiÅŸ ise eklentilerin Yoksulluk nafakası, iÅŸtirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs. infaz edilmesi için eklentiler yönünden kararın kesinleÅŸmesi olayda takip dayanağı ilamda; hükme baÄŸlanan yoksulluk nafakası ve diÄŸer alacaklar ilamın ferileri niteliÄŸinde olup boÅŸanma hükmünün kesinleÅŸmesi ile takibe konulabilir hale gelirler. Bu durumda boÅŸanma hükmünün tarihinde kesinleÅŸmesi nedeniyle feri kalemler yönünden tarihinde çıkarılan icra emrinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. O halde, mahkemece ÅŸikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle ÅŸikayetin kabulüne karar verilmesi doÄŸru deÄŸildir. SONUÇ Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İÎK'nun 366/3. maddesi gereÄŸince Yargıtay Daire ilamının tebliÄŸinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteÄŸinde bulunulabileceÄŸine, peÅŸin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, tarihinde oybirliÄŸiyle karar verildi. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/19095 E., 2016/16821 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ Åžikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu iÅŸle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiÅŸ olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra iÅŸin gereÄŸi görüşülüp düşünüldü K A R A R Borçlu vekili icra mahkemesine baÅŸvurusunda, müvekkili aleyhine baÅŸlatılan ilamlı icra takibinde dayanak ilamın boÅŸanma davasına iliÅŸkin olduÄŸunu, ilamın kesinleÅŸmediÄŸini, kesinleÅŸmeden takip konusu yapılamayacağını belirterek takibin iptalini istemiÅŸtir. Alacaklı ilamın boÅŸanma yönünden temyiz edilmediÄŸini, tazminata iliÅŸkin takip yapılabileceÄŸini ileri sürerek davanın reddini talep etmiÅŸtir. Mahkemece; boÅŸanma kararının temyiz edilmediÄŸi, bu nedenle fer’ilere iliÅŸkin takip baÅŸlatılmasında aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle ÅŸikayetin reddine karar verilmiÅŸ olup hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiÅŸtir. HUMK'nun 443/4. HMK'nun 367/2. maddesi gereÄŸince aile ve ÅŸahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleÅŸmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boÅŸanma kararının "eklentisi" olan tazminatlar da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boÅŸanma hükmünün kesinleÅŸmesi gerekir. Bir baÅŸka anlatımla boÅŸanma hükmü kesinleÅŸmiÅŸ ise eklentilerin Yoksulluk nafakası, iÅŸtirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs. infaz edilmesi için eklentiler yönünden kararın kesinleÅŸmesi gerekmez. İcra takip dosyası ve icra yargılama dosyası içeriÄŸinde bulunan bilgi ve belgelerden boÅŸanma hükmünün temyiz kapsamında olup olmadığı bu nedenle takip tarihi itibarı ile boÅŸanma yönünden hükmün kesinleÅŸip kesinleÅŸmediÄŸi anlaşılamamaktadı ilama iliÅŸkin dosyanın mahal mahkemesinden getirtilerek takip tarihi itibariyle boÅŸanma yönünden ilamın kesinleÅŸip kesinleÅŸmediÄŸi Yargıtay denetimine de imkan saÄŸlayacak ÅŸekilde açıklığa kavuÅŸturulduktan sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile sonuca gidilmesi doÄŸru Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereÄŸince Yargıtay Daire ilamının tebliÄŸinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteÄŸinde bulunulabileceÄŸine ve 29,20 TL peÅŸin harcın temyiz edene iadesine, tarihinde oybirliÄŸiyle karar Hukuk Dairesi 2021/809 E. , 2021/1996 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ Karşılıklı BoÅŸanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, erkeÄŸin davasının kabulü, ferileri, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi ile iÅŸtirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereÄŸi görüşülüp düşünüldü 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının aÅŸağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-BoÅŸanmada manevi tazminatın amacı, boÅŸanmaya sebep olan olaylar yüzünden kiÅŸilik hakkı saldırıya uÄŸrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi deÄŸerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kiÅŸilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleÅŸmesine yol açacak sonuçlar doÄŸurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. Hakim, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kiÅŸilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boÅŸanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kiÅŸilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Açıklanan ilkeler gözetildiÄŸinde davalı-karşı davacı erkek yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı, ölçülülük ilkesine uygun olmayıp fazla bulunmuÅŸtur. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı ÅŸekilde hüküm kurulması doÄŸru bulunmamış, bozmayı gerektirmiÅŸtir. SONUÇ Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diÄŸer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peÅŸin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliÄŸiyle karar Genel Kurulu 2017/2644 E. , 2021/68 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ Aile Mahkemesi 1. Taraflar arasındaki "boÅŸanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Kayseri 1. Aile Mahkemesince verilen davanın kabulüne iliÅŸkin karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuÅŸ, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiÅŸtir. 2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiÅŸtir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereÄŸi görüşüldü I. YARGILAMA SÜRECİ Davacı İstemi 4. Davacı vekili tarihli dava dilekçesinde; tarafların tarihinde evlendiÄŸini, ortak iki çocuklarının bulunduÄŸunu, davalının aşırı bencil, ileri derecede cimri, eÅŸine ve çocuklarına ilgisiz olduÄŸunu, yalan söylediÄŸini, evlilik birliÄŸinden doÄŸan yükümlülüklerini yerine getirmediÄŸini, sürekli küfür ederek kötü davrandığını ve son olarak evden kovduÄŸunu ileri sürerek tarafların boÅŸanmalarına, velayetlerin anneye verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı tedbir-iÅŸtirak nafakası ve müvekkili yararına tedbir nafakası ile maddi, manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiÅŸtir. Davalı İstemi 5. Davalı tarihli cevap dilekçesinde; tüm iddiaları inkâr ederek, davacının Kayseri’de yaÅŸamak istediÄŸini, bu durumu kabul etmemesi nedeniyle boÅŸanma davası açtığını, böyle bir sebeple evlilik birliÄŸinin yıkılmaması gerektiÄŸini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiÅŸtir. İlk Derece Mahkemesi Kararı 6. Kayseri 1. Aile Mahkemesi’nin tarihli ve 2014/894 E., 2015/285 K. sayılı kararı ile; davalı erkek eÅŸin birlik görevlerini yerine getirmediÄŸi, cimri olduÄŸu, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, eÅŸi ve çocukları ile ilgilenmediÄŸi, bu nedenle boÅŸanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduÄŸu gerekçesiyle tarafların boÅŸanmalarına, çocukların velayetlerinin anneye verilmesi ile her bir çocuk yararına ayrı ayrı 400,00TL tedbir-iÅŸtirak nafakası ile davacı yararına maddi tazminat ödenmesine, manevi tazminat talebinin ise davalı erkek aleyhine, kadın eÅŸin kiÅŸilik haklarına saldırı teÅŸkil eder nitelikte kusurlu bir davranışın varlığı ispatlanamadığından reddine karar verilmiÅŸtir. Özel Daire Bozma Kararı 7. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin tarihli ve 2015/12891 E., 2016/3100 K. sayılı kararı ile; "...Hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, manevi tazminatın reddi ve maddi tazminatın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereÄŸi görüşülüp düşünüldü 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacı kadının aÅŸağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Toplanan delillerden, davalı erkeÄŸin mahkemece belirlenen kusurlu davranışları yanında eÅŸini evden kovduÄŸu ve hakaret ettiÄŸi anlaşılmaktadır. ErkeÄŸin gerçekleÅŸen bu kusurlu eylemleri davacı kadının kiÅŸilik haklarına saldırı niteliÄŸindedir. Davacı kadın yararına manevi tazminatın TMK. ÅŸartları oluÅŸtuÄŸu nazara alınarak lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken kusur belirlemesinde yanılgıya düşülerek kusurların kadının kiÅŸilik haklarına saldırı oluÅŸturmadığı gerekçesiyle bu isteÄŸin reddine hükmedilmiÅŸ olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiÅŸtir,..." gerekçesiyle karar bozulmuÅŸtur. Direnme Kararı 8. Kayseri 1. Aile Mahkemesinin tarihli ve 2016/311 E, 2016/420 K. sayılı kararı ile bozma öncesi kararda yer alan gerekçenin yanında bozma ilamının yerinde olmadığı, önceki hükmün daha isabetli olduÄŸu gerekçesiyle direnme kararı verilmiÅŸtir. Direnme Kararının Temyizi 9. Direnme kararı yasal süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiÅŸtir. II. UYUÅžMAZLIK 10. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuÅŸmazlık; davalı tarafın kusurlu davranışlarının tamamı bir bütün olarak deÄŸerlendirildiÄŸinde, davacının kiÅŸilik haklarının saldırıya uÄŸrayıp uÄŸramadığı, burada varılacak sonuca göre davacı yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/2 maddesinde yer alan manevi tazminat koÅŸullarının oluÅŸup oluÅŸmadığı noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 11. UyuÅŸmazlığın çözümü bakımından ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında yarar görülmektedir. 12. BilindiÄŸi üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun TMK “Evlilik birliÄŸinin sarsılması” baÅŸlıklı 166. maddesinin bir ve ikinci fıkraları; "Evlilik birliÄŸi, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eÅŸlerden her biri boÅŸanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliÄŸinde ise ve evlilik birliÄŸinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya deÄŸer bir yarar kalmamışsa boÅŸanmaya karar hükmünü taşımaktadır. 13. Genel boÅŸanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü, somutlaÅŸtırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiÅŸ olması nedeniyle evlilik birliÄŸinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime çok geniÅŸ takdir hakkı tanımıştır. 14. BoÅŸanma nedeniyle eÅŸlerin birbirine karşı nafaka ve tazminat ödeme yükümlülüğü TMK’nın 174. maddesiyle “Mevcut veya beklenen menfaatleri boÅŸanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddà tazminat isteyebilir. BoÅŸanmaya sebep olan olaylar yüzünden kiÅŸilik hakkı saldırıya uÄŸrayan taraf, kusurlu olan diÄŸer taraftan manevà tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini ÅŸeklinde düzenleme altına alınmıştır. 15. Eldeki davada; ilk derece mahkemesince boÅŸanmaya sebep olan olaylarda erkek eÅŸin tam kusurlu olduÄŸu gerekçesiyle tarafların boÅŸanmalarına karar verilmiÅŸtir. Ne var ki, erkek eÅŸe yüklenen kusurlu davranışların diÄŸer tarafın kiÅŸilik haklarına saldırı teÅŸkil etmediÄŸi gerekçesiyle kadın eÅŸin manevi tazminat istemi reddedilmiÅŸtir. 16. Manevi tazminat talepleri boÅŸanmanın eÅŸlerle ilgili mali sonuçlarından biri olup, boÅŸanma nedeniyle hükmedilecek maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında TMK’nın 174. maddesi "Mevcut veya beklenen menfaatleri boÅŸanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddà tazminat isteyebilir. BoÅŸanmaya sebep olan olaylar yüzünden kiÅŸilik hakkı saldırıya uÄŸrayan taraf, kusurlu olan diÄŸer taraftan manevà tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir." hükmünü taşımaktadır. 17. Maddenin ikinci fıkrasına göre boÅŸanma sonucunda manevi tazminata karar verilebilmesi için diÄŸer koÅŸullar yanında manevi tazminat talebinde bulunan tarafın, boÅŸanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kiÅŸilik haklarının saldırıya uÄŸraması gerekir. 18. KiÅŸilik hakları, bir bütün olarak kiÅŸinin maddi ve manevi varlığıyla iliÅŸkili ve bu varlığın geliÅŸtirilmesini hedefleyen haklar ve özgürlükler olarak tanımlanır. Bu haklar; kiÅŸiliÄŸe baÄŸlı, dokunulamaz, devredilemez ve vazgeçilemez haklardır. KiÅŸilik haklarının mutlak bir hak oluÅŸu, hak sahibine, bu hakka ve hakkın içerdiÄŸi deÄŸerlere herkesin saygı göstermesini isteme, kiÅŸisel deÄŸerlerin korunmasını herkesten isteme, yasaların, kamu düzeninin ve genel ahlak ile adabın çizdiÄŸi sınırlar içerisinde dilediÄŸi gibi kullanma hakkı verir. KiÅŸilik hakkı kavramı; kiÅŸiyi var eden, kiÅŸiliÄŸini serbestçe geliÅŸtirmesini saÄŸlayan, diÄŸer kiÅŸilerden farklılığını temin eden bütün deÄŸerler üzerindeki haktır. YaÅŸam, vücut bütünlüğü, özgürlükler, ÅŸeref ve haysiyet, özel yaÅŸam, isim, resim gibi kiÅŸisel varlıklar üzerindeki haklar kiÅŸilik hakkını ifade eder. Bu varlıklara yönelen saldırılar ise kiÅŸilik hakkının ihlali sonucunu doÄŸururlar. 19. KiÅŸilik haklarının korunmasına iliÅŸkin temel düzenleme TMK’nın 23, 24 ve 25. maddelerinde yer almakta; Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi ile bu düzenlemeler tamamlanmaktadır. Ancak bu genel korumanın dışında bazı kiÅŸisel deÄŸerleri koruyan özel hükümler de bulunmakta olup, TMK’nın 174. maddesi bu hükümlerden biridir. 20. Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuÅŸmazlık; ilk derece mahkemesince belirlenen kusurlu davranışlar yanında ayrıca erkek eÅŸin “evden kovma ve hakaret etme” ÅŸeklinde gerçekleÅŸen kusurlu davranışları sergileyip sergilemediÄŸi noktasında toplandığına göre Yargıtay’da boÅŸanma davalarına yönelik temyiz incelemesini hangi kıstaslara göre yapıldığıyla ilgili açıklama yapılmasında yarar bulunmaktadır. 21. Yargıtay boÅŸanma davalarında temyiz incelemesi aÅŸamasının daha saÄŸlıklı yürütülebilmesi amacıyla; her bir davada verilecek olan boÅŸanma kararı, ferileri ve boÅŸanmanın mali sonuçları yönünden yapılacak denetlemeye uygun ÅŸekilde, tarafların boÅŸanmaya sebep olan olaylarda gerçekleÅŸen kusurlu davranışları belirtildikten sonra eÅŸlerin kusur durumlarını “kusursuz, az kusurlu, eÅŸit kusurlu, ağır kusurlu veya tam kusurlu eş” ÅŸeklinde belirlenmesi gerektiÄŸini belirtmiÅŸtir. Yine Yargıtay, tarihli, 5/6 sayılı İçtihadı BirleÅŸtirme Kararıyla da “kimin daha fazla kusurlu olduÄŸunu tayin hususunda önceden bir ölçü konulamayacağına ve bu hususta bir içtihadı birleÅŸtirmeye gidilemeyeceÄŸine” karar vererek her bir boÅŸanma davasında tarafların kusurluluk durumlarının kendine özgü ve o evliliÄŸe münhasır olduÄŸunu kabul etmiÅŸtir. 22. Yeri gelmiÅŸken belirtmek gerekir ki; TMK’nın 166. maddesinin 1 ve 2. fıkraları uyarınca evlilik birliÄŸi, eÅŸler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduÄŸu takdirde, eÅŸlerden her biri kural olarak boÅŸanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eÅŸin dava açamayacağı ÅŸeklinde yorumlamaktadır. Çünkü tam kusurlu eÅŸin boÅŸanma davası açması tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boÅŸanma olgusunu ortaya çıkarır. BoÅŸanmayı elde etmek isteyen kiÅŸi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliÄŸini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonra da mademki “birlik artık sarsılmıştır” diyerek boÅŸanma doÄŸrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceÄŸi yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer TMK Nitekim benzer ilkeye HGK’nın T., 2014/2-594 E. ve 2015/2795 K. sayılı kararında da deÄŸinilmiÅŸtir. Bu durumda kusur ilkesine göre genel sebeple TMK m. 166/1 boÅŸanmaya karar verebilmek için davalının az da olsa kusurlu olması gerekir. 23. Bu açıklamalar kapsamında elde ki davaya gelince; tarafların komÅŸusu olan tanık beyanlarına göre, erkek eÅŸin davacıyı evden kovduÄŸu, bu nedenle kadın eÅŸin iki gece tanık evinde kaldığı, sonrasında komÅŸuların aralarında para topladığı, toplanan parayla davacıya uçak bileti aldıkları ve davacı eÅŸi Kayseri’ye ailesinin yanına gönderdikleri anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar birlikte deÄŸerlendirildiÄŸinde; erkek eÅŸin davacıya hakaret ettiÄŸi ve zaten “eÅŸini evden kovma” ÅŸeklinde gerçekleÅŸen kusurlu davranışın kendi içinde “hakaret eylemini” barındırmasının doÄŸal sonucu olmasına göre yerel mahkemece, somut olaya uygun ve aynı yönlere iÅŸaret eden bozma kararına uyulması gerekirken, davalı erkek eÅŸin kiÅŸilik haklarına saldırı niteliÄŸi taşıyan kusurlu davranışının ispat edilemediÄŸi gerekçesiyle davacı kadın eÅŸin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiÅŸtir. 24. O hâlde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup direnme kararı bozulmalıdır. IV. SONUÇ Açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereÄŸince BOZULMASINA, İstek hâlinde temyiz peÅŸin harcının yatırana geri verilmesine, Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliÄŸ tarihinden itibaren on beÅŸ gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, tarihinde oy birliÄŸi ile karar verildi. Afyonkarahisar'ın Sandıklı ilçesinde 1 çocuklu bir kadın, 2016 yılından bu yana fiziksel ve duygusal şiddet gördüğü, kendisini odaya kilitlediği gerekçesiyle eşine boşanma davası açtı. Eşe karşı şiddet olayıyla ilgili Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesi'nde de kamu davası açıldı. 'Eşi kasten yaralama' suçundan görülen davada şiddet uygulayan koca, mahkeme tarafından delil yetersizliği nedeniyle beraat ettirildi. Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen çekişmeli boşanma davası, ilk derece mahkemesi tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedildi. Şiddet gören kadının vekili Av. Mehmet Sait Gürdağ, kararı istinaf mahkemesine taşıdı. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin 'boşanmanın reddi' kararını bozdu. İstinaf mahkemesi, davaya konu erkeğin kadına yönelik devamlılık arz eden şiddetinin sabit olduğuna hükmederek, 'evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanmanın kabulü' kararını verdi. ÇOCUĞUN VELAYETİ ANNEYE VERİLDİ Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin karar özetinde, erkeğin kadına aralıklarla ayaklarını, kollarını ve bacaklarını sıkmak suretiyle darpta bulunduğu ve eylemin süreklilik arz ettiği gerekçesiyle boşanmanın kabulüne karar verildiği yer aldı. Mahkeme, evlilikten ortak çocuğun velayetinin de anneye verilmesine karar verdi. EŞİNİ ÇİMDİKLEME BOŞANMA NEDENİ SAYILDI Yerel mahkemenin kararını bozan Konya Bölge İstinaf Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin kararının emsal nitelikte olduğunu öne sürerek dava ile ilgili açıklamada bulundu. Av. Mehmet Sait Gürdağ yaptığı açıklamada, "Boşanma davasında müvekkilim, eşi tarafından defalarca kolları ve bacaklarının kıvırma yani halk arasında çimdikleme eylemine maruz kaldığı için boşanma davası açtık. Yerel mahkeme mevcut delilleri yetersiz bularak davamızın reddine karar verdi. İstinaf mahkemesi ise çimdikleme ve odaya kilitlemeyi şiddet kabul edip kararı bozarak tarafların boşanmasına karar verdi. Basit gibi görülen eşi çimdikleme ve odaya kilitleme eylemi boşanma nedeni sayıldı. Bu davanın emsal teşkil edebileceğini düşünerek kamuoyu ile paylaşma gereği duydum" dedi. Çekişmeli boşanma davasında hâkim kararı nelere dikkat ederek verir? Hâkimin verdiği kararlara nasıl itiraz edilir vb. sorularınızın yanıtını, bu makalemizde ve internet sitemizde yer alan diğer makalelerimizde bulabilirsiniz. Mahkemenin yetkili kişisi hâkim olsa bile, karar verilmesi için uyulması gereken prosedürler ve kanun maddeleri vardır. Kanun maddelerinde yer alan uygulamalar, delillerin toplanması ve sunulması, hazırlanan dilekçeler, psikolog ve pedagog görüşleri, bilirkişi raporları, keşif vb. birçok etken davanın sonucunu etkilemektedir. Dava sürecinde bütün etkenler göz önünde bulundurularak karar verilir. Ayrıca dava sonucunda verilen kararlar; boşanmanın gerçekleşmesi ya da gerçekleşmemesi, velayet hakkı, mal paylaşımı, nafaka miktarı, maddi tazminat hakları, manevi tazminat hakları gibi pek çok unsura da karar verilir. Boşanma davasında hâkim kararı belirttiğimiz bütün unsurlarda önemlidir. Fakat kişilerin verilen karara itiraz hakkı da bulunmaktadır. Çekişmeli Boşanma Davasında Hâkim Neler Sorar Çekişmeli boşanma davasında hâkim neler sorar sorusu birçok kişi için panik olma sebebidir. Fakat hâkimin sordukları ve alınan yanıtlar, dava sürecinde oldukça önemli faktörlerden olmaktadır. Ayrıca hâkim isterse soruların yanı sıra, davanın seyrini etkileyecek daha farklı bilgilerde edinebilir ve farklı deliller isteyebilir. Dava sürecinde dinlenecek olan şahitlerde, davanın sürecini etkilemektedirler. Fakat burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus; şahitlerin mutlak ve kesinlikle doğru şekilde beyanlarda bulunmalarıdır. Aksi olan durumlarda yani yalan söylenmesi durumunda, şahitler hakkında cezai işlem uygulaması yapılabilir. Çekişmeli boşanma davasında hâkim kararı başlıklı makalemizin son kısmında, bu davada hâkimin dikkat edeceği unsurlardan bahsedeceğiz. Çekişmeli Boşanma Davasında Hâkim Nelere Dikkat Eder Çekişmeli boşanma davasında hâkim nelere dikkat eder sorusunun yanıtını, maddeler halinde belirtecek olursak; Hazırlanan ve sunulan dava dilekçesi Tanıkların beyanları Verilen cevap dilekçesi İddia edilenlerin delil ve şahitlerle kanıtlanması Pedagog ve psikolog görüşleri Bilirkişinin raporu Yapılan keşif bildirimleri Maddi ve manevi tazminat unsurları için tarafların, yoksunluk ve maddi gücüne Velayet hakkı için tarafların, olanaklarına ve çocuğun dikkat edilmesi gereken etkenlerine Çocuğun; yaşı, eğitim durumu, çıkarları ve istekleri Çekişmeli boşanma davasında hâkim kararı ve diğer aile hukuku davalarınız hakkında detaylı görüşme yapmak için, internet sayfamızdaki bilgilerden faydalanarak Avcılar Boşanma Avukatı ile iletişime geçebilir ve danışmanlık randevusu talep edebilirsiniz. Anlaşmalı Boşanma Davası Şartları yayınımızı inceleyebilirsiniz. 0 - 1637 Güncelleme - 1637 Yargıtay, kocasına hakaret eden kadın ile doğum kontrolüne zorlayan kocanın eşit kusurlu olduğuna karar verdi. Yargıtay'dan boşanma davasında 'eşit kusur' kararı Yargıtay’ın kararına konu olay İstanbul’da yaşandı. Bir süre evli kalan çift, yaşadıkları şiddetli geçimsizlik sonucu boşanma kararı aldı. Her iki taraf da birbirlerinin daha kusurlu olduğunu belirterek, karşılıklı boşanma davası açtı. YEREL MAHKEME “EŞİT KUSURLULAR” DEDİ Tarafları beyanlarının alınmasının ardından İstanbul Aile Mahkemesi, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğuna karar verdi. Çiftlerin boşanmalarına karar verilirken, kadının nafaka talebi ise kabul edilmedi. Bu karar taraflarca İstinaf’a taşındı. İSTİNAF “KADIN KUSURLU” DEDİ Dosyaya bakan İstanbul İstinaf Mahkemesi yerel mahkemenin “eşit kusur” kararını kaldırdı. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kocanın boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışının kanıtlanamadığı belirtildi. Ancak; tanık anlatımlarından kadının erkeğe hakaret edip onu aşağıladığı sabit olduğu bu nedenle de “tam kusurlu” olduğu belirtildi. Bu gerekçe ile kadının yoksulluk nafakası talebinin de reddine karar verildi. YARGITAY BOZDU Karanın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin gündemine geldi. Daire İstinaf mahkemesinin kararını bozdu. Bozma kararında, her iki tarafında eşit kusurlu olduğu belirtildi. Kadının kocasına hakaret ettiği, kocanın ise eşini doğum kontrolüne zorladığı vurgulandı. “KADINA NAFAKA ÖDENMELİ” İstinaf Mahkemesi’nin kadının nafaka talebine reddetmesine dair kararı da Yargıtay tarafından bozuldu. Bozma kararında; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar vermeliydi” denildi. YARGILAMA YENİLECEK Bu karar sonrası yeniden yapılacak yargılamada, taraflar eşit kusurlu kabul edilecek. Ve kadın lehine bir miktar yoksulluk nafakası ödenmesine hükmedilecek.

çekişmeli boşanma davası emsal karar